GİRİŞİMCİLİK-2

TEVFİK FİKRET CENGİZ

Geçen sayıda “Girişimcilik” konusuna giriş yapmış ve Türkiye’de bu konuda yapılanlar, yürütücü kuruluşlar ile önemli gördüğümüz birkaç konuyu belirtmiştik.

Bunun yanında tarım sektöründe çalışanlar için de böyle bir uygulamanın yapılması yanında öncelikle  uygulama esaslarının tartışılması gerektiğini, bunun için de  ihtiyaç analizi yapılmasının önemini belirtmiştik. Bu yazıda mevcut durumla ilgili görüşlerimizin yanında tarımda neden ve  nasıl bir uygulama olmalı konusunda fikir jimnastiği yapacağız.

Mevcut durumla ilgili olarak aşağıdaki hususlar önem arzetmektedir;

1. Halihazırda yapılan girişimcilik eğitimlerine katılanlar, eğitim düzeyi açısından  homojen dağılım göstermemektedir.. Halbuki eğitim  programına bakıldığında “işletmeci olmayanlar için işletme eğitiminin” kısaltılmış bir versiyonudur. Dolayısıyla ilkokul mezunu bir kişinin bu eğitimi algılamasına imkan yoktur. Eğitime katılanlara bakıldığında çoğunluğun üniversite mezunu olmadığı görülebilir (Bazı kurumlar bu ayrımı yapmaktadır, örneğin TOSYÖV sadece üniversite mezunları veya lise mezunları gibi). Başlangıç yıllarında, gerek programın ve gerekse girişimcilik kavram ve uygulamasının yaygınlaşması için bu durum kabul edilebilir olsa bile  eğitim programının üniversite ve yüksekokul mezunları ile lise ve altı mezunları için iki ayrı program uygulaması ile yapılması gereklidir.

2. Bir başka gözlem ise üniversite mezunları ile lise ve altı mezunlarının programa katıldıklarında net bir iş fikrinin var olup olmadığı konusudur. Enteresan olan ikinci gurup genellikle  iş fikri oluşturmuş olarak eğitime katılmaktadır. Birinci gurup ise bu toplantılardan bir iş fikri çıkartacağını düşünerek katılmaktadır. Bu nedenle özellikle bu gurup için yerel yatırım ortamının, bölgesel ve ulusal planların anlatılacağı bir bölümün eğitim programlarına ilave edilmesinde fayda vardır.

Tarım ve tarıma dayalı imalatlarda nasıl bir uygulama yapılabilir konusunda ise;

1. Şu anda yürütülen Kırsal Kalkınma programları büyük çaplı projelerdir. Örneğin IPARD programında her ne kadar minimum destek rakamları uygun gibi görünse de o çapta bir projenin hazırlık maliyeti ile maximum hibe miktarlı bir projenin hazırlık maliyeti aynı olacağından tercih edilmeyecektir. Dolayısıyla küçük çaplı girişimler için destekleyici bir mekanizma gereklidir. Özellikle yerel ürünlerin endüstriyel üretimine geçmeden önce küçük çaplı girişimcilerin desteklenmesi, zaten kırsal kesimde yapılan ve köy ürünü adı altında satılan ve üstelik toplum tarafından ciddi talep gören bu ürünlerin  gıda güvenliği açısından denetiminin de sağlanmasına imkan verecektir.

2. Kırsal kesimde küçük çaplı üretim için bazı destekler, örneğin sera kurulması, sağlanmaktadır. Ancak bu insanlar girişimcilik eğitimi almamakta geleneksel bilgileriyle bu işi yapmaktadır. Üretim bu eğitimin küçük bir parçasıdır. Yönetim pazarlama ve finans konuları boşlukta kalmaktadır. Desteği alan kişi bu ürünü nasıl pazarlayacağını, stoklaması gerekiyorsa nerede stoklayacağını vs. bilgileri bir iş planı ile sunarsa kurumsal yapılanmalar da gelişecektir.

3. Eğitim alan kişiler iş kurduklarında eğer kooperatif üyesi iseler bu tür bir destekten yararlanma koşulu olarak ürünlerini kooperatife vermeleri sağlanır, birden fazla kişi aynı işi yaparsa ölçek ekonomisinden faydalanılmış olur.

4. Böyle bir proje uygulaması için öncelik kadınlar ve gençlerde olmalıdır. Köy Koop Merkez Birliğinin yaptığı “ Kadın Kooperatifleri İhtiyaç Analizi” konulu,  üç ilde, üç kooperatif’te yapılan çalışmada, kırsal kadının girişimcilik konusunda son derece aktif olduğu, kedilerine bilgi, finans ve uygun yatırım ortamı sağlandığında bir çok şeyi yapabilecekleri ortaya çıkmıştır.

 Yapılması gereken ilk şey kooperatifler temelinde ihtiyaç analizi çalışması yapmak  sonra da bu temele dayalı olarak gerek girişimcilik eğitim sistemini oturtmak olmalıdır..