IPARD PROGRAMINDA BEKLENTİLER

TEVFİK FİKRET CENGİZ

IPARD programı uygulaması 12. Teklif Çağrısı tamamlandı. Yakında 13.ncü çağrı bekleniyor. Bu dönem zarfında hem yatırımcılar ve proje hazırlayanlar konuyu daha iyi kavradı, hem de TKDK uygulamayı kolaylaştırmak için birçok yenilik yaptı.

Sonuçta pek çok yeni yatırım ortaya çıktı. Böyle bir program ve beraberinde yaratılan heyecan olmasaydı bu yatırımların en az % 90’ı yapılmazdı. Yaratılan katma değer ve istihdam şüphesiz ülkemiz için ciddi bir kazançtır. Sermayenin kıt olduğu ve yatırımlarda mutlaka sermaye verimliliğinin yüksek olması gereken ülkemizde bu kaynakların doğru yerlerde kullanılması hepimizi mutlu etmektedir. Ancak bundan sonrası için de bazı önlemlerin alınması gerektiği de açıktır.

Örneğin benim gerçekten anlayamadığım sadece Traktör alımına IPARD programından hibe desteği verilmesi konusudur. Türkiye’de köyleri gezen bir kişi herkesin traktörü olduğunu, hatta bir kaç arazisi olanın bile traktörü olduğunu, kentlerde iyi kötü bir araba sahibi olmanın benzeri bir anlayışın köylerde traktör üzerinde yoğunlaştığını görebilir. Türkiye traktör konusunu 1950-1960 arasında aşmış. Eğer tarımda verim artışı sağlanmak isteniyorsa günde 7-10 kilo süt veren hayvanların olduğu işletmelerde uygulamalı eğitim yapılsın daha faydalı olmaz mı?

Diğer bir önemli konu proje taleplerinde çeşitlenmenin yeterince sağlanamayışıdır. Burada piyasadaki büyük firmalar zaten daha büyük çaplı yatırım yapmakta ve program kapsamına girmemektedir. Küçük yatırımcılar ise daha çok yerel bazda üretim yapmaktalar ve çoğu hijyen kurallarını dahi tam olarak sağlayamamaktadır. Hedef bu firmaların geliştirilmesi ve yeni işletmeler kurulması olmakla birlikte gerçekte bunların finansal gücü yetersiz kalmaktadır. Yatırım için finans sağlansa bile işletme sermayelerini sağlamakta sıkıntılar oluşmaktadır. Kredi mekanizmaları ise dışarıdan göründüğü kadar rahat çalışma imkânı sunmamaktadır.

Teklif çağrılarının ne zaman çıkacağı ve yılda kaç kez olacağı her yıl başında, eminim çok zorluklar vardır, yayınlanabilirse yatırımcılar için planlama ve projelerin hazırlanması kolaylaşır. Ne zaman çıkacağı belli değil, verilen iki aylık süre mimari ve inşaat uygulama projelerinin hazırlanması ve diğer raporlara yetmediği için sürekli süre uzatımı yapılaması talep ediliyor. Yıllık çağrı programı belli olursa süre uzatımı vs.ye gerek kalmaz. Bizim insanımız çağrı yayınlanmadan işe başlamak istemiyor. Böyle olunca da zaman sorun oluyor.

Teknik Konular:

Projelerin hazırlanması ve sunulması sırasında üç teklif alınması konusu aslında bir zorlama ve gereksiz bir işlemdir. Teklifleri zaten yatırımı yapan firma alıyorsa bunun ne anlamı olabilir ki. TKDK makine üreticisi firmaları ziyaret edip ne yaptıklarını/yapmadıklarını kontrol edebiliyor. İstediği dönemde fiyat alıyor. Öyleyse örneğin 5 ton’luk bir karıştırıcının fiyatını biliyor, çıkış pompasının fiyatını biliyor. Metal fiyatlarındaki oynamalar da takip edilebilir. İlgili firmanın daha önceki satış faturaları istenir. Ticaret Sicil Gazetesinde o malın satışı açıkça belirtilmemişse zaten isteniyor. Yeni kurulan bir firma ise diğerleri ile kıyaslanır vs. Yani yöntem bulunur. İkinci üçüncü firmaların tekliflerinin incelenmesi için geçen zaman doğru fiyatı belirlemede kullanılırsa inanın maliyetler düşer.

101 tedbirinde teknik şartnamelerde bir standardizasyon sağlandı. Aynı durum 103 içinde olabilir. En azından istenen temel kriterler nümerik değil ama tanım olarak belirtilebilir. İlaveler olursa açıklama yapılır.

Bu yazdıklarımızla amacımız taraflara daha rahat çalışma imkânı sağlayacak ortam için katkıda bulunmak.