Ipard programı 10.uncu teklif çağrısı da yayınlandı.
Ancak girişimcilerin bu programa katılma isteği hala Tarım Bakanlığınca 2005 yılından beri uygulanan KKYDP’na göre daha düşük görünüyor. Bunun nedenleri konusun- da herkesin fikri var ve bunların çoğu doğru olmakla birlikte bu durumun zaman içinde tersine döneceğine inananlardan biriyim. Burada temel sorun kırsal kesimdeki girişimcinin IPARD programı kapsamında proje yapma ar- zusunun yaratılamaması bunun yanında gerekliliğinin farkına varılamamasıdır. IPARD programı bir kırsal kalkınma projesi olmakla birlikte faydalanıcıların önemli bir kısmının kentte yaşa- yan ve sermaye birikimi olan kişiler oluşturmaktadır. Mekânsal açıdan bakıldığında zaten yatırımın kırsalda yapılıyor olması doğru olmakla birlikte kırsalda yeni gi- rişimciler yaratmak da bir amaç ise bu yönüyle de mevcut durumun analiz edilmesi gerekir.
Bu programın tanıtımında yeterli çaba gösterildiği kanısındayız. Örneğin yakından takip ettiğimiz, 2013 yılında uygulama başlatılan Ankara İl Koordinatörlüğü projenin tanıtımı konusunda hedef kitleye yönelik ciddi çaba göstermiş ve oldukça da başarılı olmuştur. Ancak başarının gelen proje sayısıyla ölçülmesi çok da doğru bir yaklaşım değildir. Proje sayısından ziyade proje kalitesi çok daha önemlidir.
Demek istediğimiz çok iyi yazılmış bir proje değil fark yaratan projelerin ortaya çıkmasıdır. Örneğin ülkemizde artık klasik peynir üreten bir tesis kurulması çok da yaratıcı bir proje olmayacaktır. Buna karşılık yerel bir ürünün endüstriyel üretimine geçilmesi ve beraberinde markalaşma projesi farklılık yaratacaktır.
Bu noktada özellikle belirtmek istediğimiz bir diğer husus projenin tanıtımında sorun olmamakla birlikte IPARD projesi yapan bir kişi/ kurumun gelecekte ne kazanacağının anlatılması gerekir. Bugüne kadar yapılan, alınacak hibe miktarları, nelere yatırım yapabilirsiniz ve nasıl yaparsınız konularına açıklık getirilmesi olmuştur. Ancak birkaç yıl sonra bu proje kapsamında istenen koşulları sağlama- yan işletmelerin rekabet şanslarının olmaya- cağı, muhtemelen mevzuat açısından da sorun olacağı somut ifadelerle hedef kit- leye anlatılmalıdır. Başlan- gıç yatırım maliyeti yüksek olsa bile gerek ürün kalitesi ve gerekse verimlilik artışının gelecekte maliyet avantajı sağlayacağı, geleneksel üretim teknikleriyle bu işin gitmeyeceği insanımıza anlatılmalıdır. Çünkü konuştuğumuz kişilerden özellikle kırsal kesimde yaşayanlar mevcut işletmelerinde daha düşük maliyetle üretim yaptıklarını ifade etmişlerdir. Yeni yatırım açısından da benzer düşünceler ifade edilmektedir.
Kentte yaşayıp kırsal kesimde yatırım yapmak isteyen insanlar kent yaşamının sağladığı entelektüel bilgi akışı sayesinde bunun farkına varmakta ancak kırsalda yaşayan insan bu farkındalığı yakalayamamaktadır. Dolayısıyla IPARD projesi ağırlıklı olarak kent ilişkisi yoğun olanların ilgi alanına girmiştir.
Bu programın tedbirler başlığına baktığımız- da “Hayvancılık” sadece iki başlık altında olmasına karşın(101 ve 102) proje tekliflerinde ağırlığının çok yüksek olduğu görülmektedir. Kırsal kalkınma sadece hayvancılık üzerine yerleştirilecek bir kavram değildir. Şüphesiz talepler bu şekilde geliyorsa buna söylenecek bir şey yok denilse de diğer başlıklar için gerekiyorsa proje yapma veya finansal kolaylıklar getirilerek daha cazip hale getirilebilir.