Daha önce 20 ilde uygulanan IPARD programı uygulaması ikinci safhası başladı ve 9.uncu teklif çağrısı yeni illerin katılımıyla 42’ye çıktı.
Daha önceki teklif çağrılarına verilen proje tekliflerinin giderek arttığı ve sekizinci çağrıda verilen proje sayısının muhtemelen tatmin edici düzeye yaklaştığı ilgililerce ifade edilmektedir. Program kapsamındaki il sayısının artmasıyla çok daha tatminkâr sayıda ve kalitede proje teklifi hazırlanması beklenebilir. Ancak bu konularda faaliyet gösteren, proje hazırlayan, yatırımcılara danışmanlık yapan bir kişi olarak karşılaştığım sorunlar yanında birçok girişimcinin yanlış bilgilerle yönlendirilmek istendiğini gözlemledim. Bu konuları bir kez de sizlerle paylaşmak istiyorum.
• Bazı yatırımcılar hem IPARD programından hibe alabileceklerini hem de Ziraat Bankasının sübvansiyonlu kredilerinden kullanabileceklerini düşünmektedirler. Üstelik bunun bazı proje hazırlayan kişiler tarafından söylendiğini de belirtiyorlar. İlgili kurumun “ Bir hibe programından faydalanan projenin başka bir kamu desteğinden faydalanamayacağını” altını çizerek, her toplantısında belirtmesinde fayda vardır. Tabi bunun sadece yatırım dönemini kapsadığını da belirtmek gerekir.
• Yine girişimcilerin bazıları yatırımın neredeyse tamamını hibe programından karşılayabilecekleri düşüncesine sahip olarak yola çıkmaktadır. Gerçi bunlara girişimci demek mümkün değilse de bunun mümkün olmadığı mutlaka anlatılmalıdır.
• Girişimcilerin önceden bilgi sahibi olmaları gereken bir diğer konu da, kiralık arazide (tahsisli değil) yapılan yatırımlarda nelerin hibe kapsamında olmadığı konusunda öncelikle bilgilendirilmeleri yatırım kararı için çok önemli bir faktör olacaktır.
• Yeni çıkan teklif çağrısında her ilde, her tedbirin kapsama alındığı dikkati çeken bir başka husustur. Uygulama başladığına göre doğru ya da yanlış olduğunu tartışmak gereği kalmamıştır. Bizim il bazında veya bölgesel bazda sektörel desteklere ağırlık verilmesi gerektiği (önceki uygulamanın doğru olduğu) konusunda daha önceki yazılarımızda açıklanan temel düşüncemiz değişmemiştir. Ancak bu durumda il bazında, proje sahiplerinden istenen“kapasite yeterlidir ya da yeterli değildir” şeklinde bir belgenin proje ekine konulmasının anlamı kalmamıştır. Dolayısıyla bu belge artık istenmemelidir.
• IPARD programından hibe alan girişimcinin beş yıl süreyle söz konusu proje kapsamındaki taşınır ve taşınmaz malları herhangi bir banka lehine ipotek ve/veya rehin verememesi nedeniyle yatırımcının kredi kullanımını kısıtlamaktadır. Yatırım yapan kişi ancak başka varlıklarını teminat olarak kullanarak veya öz sermayesi ile hibe dışındaki yatırımı finanse edebilmektedir. En kısa sürede çözüm getirilmesi gereken konulardan biri de budur.
Tarım ve tarıma dayalı sanayi yatırımcılarının ve kooperatiflerin tesis kurma düşüncesi yanında buralarda çalışacak ara eleman olarak nitelendirilen işgücünün mesleki standartları sağlayacak şekilde eğitilmeleri için başka hibe programlarından da faydalanabilirler. Bu programlar için www.ikg.gov.tr adresi sık sık ziyaret edilmelidir. Bir yandan tesisleri kurarken diğer taraftan yetişmiş elemanların eğitilmesi ve istihdam edilebilir nitelikler kazanması fonların daha verimli kullanılması anlamına gelecektir. Bu fonlarla ilgili açıklamaları gelecek sayılarımızda yapacağız.
Sağlıcakla kalın.